Özerklik modeli 4 temel esasa dayanıyor

 Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 4. Olağan Genel Kurulu'nda, temel gündem maddesi olan "Demokratik Özerklik" modeline ilişkin tutumunu belirledi. "Demokratik ulus", "Demokratik vatan", "Demokratik Cumhuriyet" ve "Demokratik anayasa" olarak formüle edilen "Demokratik Özerklik" ile Türkiye'de farklı kimlik, kültür ve inançların kendi özgünlüğünü ve özerkliğini örgütleyen, özgürce ifade eden ortak bir yaşamı şekillendirmeyi hedefliyor.

90 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından önerilen "Demokratik Özerklik" modelinde tutum belirledi. Özerklik modelini, kalıcı ve demokratik çözümün gerçekleşmesi ve Kürtler kadar Ortadoğu halklarının tarihsel krizine çözüm olabilecek tarihi bir proje olarak gören DTK, ulus-devlet yapılanmasının yarattığı kaostan ve krizden çıkışın çözüm arayışı olarak Demokratik Özerklik'i güncel ve tarihsel bir çözüm olarak görüyor.

Özerkliğin ne bağımsızlığa giden yolda bir ilerleme, ne de devletin yereldeki uzantısı olduğunun altını çizilen kongrede, konuya ilişkin şunlara vurgu yapıldı: "Ayrı bir devlet ve iktidar paylaşımını içermez, devlet artı demokrasi formülüne dayanır. Merkezi devletle yerel devlet ilişkisi gibi değildir. Devletin demokratik yapıya duyarlı olmasını sağlayan bir ilişki biçimidir. Demokratik özerklik, birbirinden farklı topluluk veya kültürlerin kendi haklarında kendilerinin karar vermeleri, kendilerini kendilerinin yönetmesi ve bundan sorumlu olmalarıdır."

"Demokratik Özerklik"i, "Demokratik ulus", "Demokratik vatan", "Demokratik Cumhuriyet" ve "Demokratik anayasa" olarak formüle eden DTK, bunun Türkiye'de farklı kimlik, kültür ve inançların kendi özgünlüğünü ve özerkliğini örgütleyen, özgürce ifade eden ortak bir yaşamı şekillendirmeye dayandığını, devletle demokratik ilişki temelinde, farklı kimliklerin özgünlüğü ve özerkliğine dayalı bir entegrasyonu formüle ettiğine işaret etti. "Devletten bekleyen değil, kendi çözümünü kendi geliştirerek 'Demokratik Özerklik'i kurumsallaştırma esas alınacaktır" denilerek, özerklik için, "Kendi öz emeğimiz, fedakarlığımız, bedel vererek bugüne getirdiğimiz mücadeleyle kesin çözümü yaratacak bir aşamaya ulaştırma esas alınacaktır" ifadelerine yer verildi.

ÇÖZÜM PROJESİ

"Demokratik Özerklik"in "Köy- sokak komünlerinden, mahalle, kent ve bölge meclislerine dayalı bir örgütlülükle, kadın, gençlik ve emekçilerin özgün konfederal örgütlenmeleri, tek bir kişinin örgütsüz kalmayacağı bir örgütlenme düzeyi ile Kürt sorununu çözmeyen devlet karşısında, kendi çözümümüzü geliştirerek Türkiye'de demokratik dönüşümü sağlama projesidir" diyen DTK, demokratik, kültürel ve siyasal çoğulculuk, toplumun kendini yönetmesi, varlığını kendi imkanlarıyla sürdürmesi ve kimliğini korumasını da temel hedef olarak görüyor. Bu dönüşümün yasal ve meşru mücadelesi içinde, tüm farklılıkların kendi öz yönetimlerini, örgütlülüklerini ve özerkliklerini yaratmaya esas alan DTK, yasal, Anayasal kabuller etrafında şekillenecek bu süreci, halkların eşit-özgür birlikteliğinin teminatı olarak görüyor. "Demokratik Anayasa Hareketi'ni yaratarak 12 Eylül Anayasası'nı değiştirmek esas görevimizdir" diyen DTK, "Devletin çözüme gelmemesi, kendi çözümümüzü geliştirmenin önünde engel değildir. Radikal dönüşümlerle toplumsal demokrasimizi kurdukça, devlet demokratik dönüşüm sürecine zorunlu olarak girecektir" dedi.

'YEREL YÖNETİMLERİN ÖZERK YAPILARAK KAVUŞTURULMASI’

Yerinden yönetimin geliştirilmesi demokratik özerkliğin inşasında önemli bir adım olduğuna dikkat çeken DTK, "Demokratik Özerklik"i pratikleştirmede yerel yönetimlerin özerk yapılara kavuşturulması, yerel ve bölgesel özerklik esasına göre şekilleneceğini belirterek, bu çerçevede Avrupa Yerel Özerklik Şartı'nda Türkiye'nin çekince koyduğu maddelerin kaldırılması ve alternatif yerel yönetimler yasasının hazırlanması ve kabulü mücadelesini yürütmenin bu sürecin bir parçası olduğuna vurgu yapıyor. "Dayatılan Tek dile karşı, çok dilliliği, anadilin vazgeçilmez ve devredilemez bir toplumsal varlık biçimi olduğunu, tek millete karşı demokratik ulusu ve çok kültürlülüğü, tek devletçiliğe karşı demokratik özerkliği savunuyoruz" diyen DTK, "Toplumsal adaleti ve vicdanı tesis etmek amacıyla tüm demokrat ve yurtsever kesimleri adalet ve hakikat etrafında buluşturmak ve toplumsal hukuku inşa etmek esas alınacaktır" dedi.

Demokratik komünal değerlerin açığa çıkarılması, demokratik, ekolojik, ekonomik, cinsiyet özgürlükçü bir yaşamın, toplumun ve sistemin geliştirilmesini Demokratik Özerk yapılanmanın temeli olarak gören DTK, "Demokratik Özerklikle kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Toplumsal örgütlenme düzeyimizle, başta Kürt sorunu olmak üzere, erkek egemen, devletçi ve iktidarcı zihniyet ve kurumlaşmalarla mücadele temel amacımızdır. Hiç bir dönemde olmadığı kadar bu dönem hızla, sömürgeciliğin ideolojik, sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda geriletme, daha az devlet daha çok toplum, demokrasi ve özgürlük değerlerini kurumsallaştırmak ve yaşamda hakim kılmak gerekmektedir. Her zamankinden daha fazla cesur, iradeli ve kararlı bir mücadeleyle toplumsal özgürlüğümüzü kazanacağımıza ve Demokratik Türkiye'yi inşa edeceğimize inancımız tamdır" dedi.

ANAYSAL DEĞİŞİM

Demokratik Özerklik'in zihniyet devrimi ve anayasal değişimi gerekli kıldığını vurgulayan DTK, "Demokratik Özerklikle hakları gasp edilmiş toplulukların siyasal statüye kavuşmasının mücadelesi içinde halkların gerçek kardeşliğini inşa edeceğimize inanıyoruz. Demokratik Toplum Kongresi, yeni dönemde Kürt halkı olarak kendi çözümünü gerçekleştirmenin inancı, yürekliliği ve kararlılığı içinde demokratik Özerkliği adım adım gerçekleştirecektir. Bunu halkların demokrasisine olan inancı ve onurlu bir halk olarak yaşamanın bir gereği olarak ele almaktadır. Statükocu güçlere karşı, halklarımızın demokratik geleceğini güvence altına almak esastır. Kürdistan'da yaşayan tüm etnik, dini, kültürel, ekonomik ve sosyal kesimlerin ulusal birliğini sağladığı oranda bu proje hayata geçmiş olacaktır" dedi.